• Konular – 
  • 2. Abdülhamite darbe yapanların arasında Ataputumuz ve Kazım Karabekirde vardı.

    Kurtuluş Savaşının 2 ünlü paşası Ataput(Atatürk) ve Kazım Karabekir Sultan 2.Abdülhamiti devirenlerin arasındadır. Ataput, yani devletin taptığı ve taptırdığı Atatürk, Yıldız sarayını yağmalayanların arasındadır. Ataput Abdülhamiti devirmek için Selanikten istanbula yola çıkan hareket ordusunun kumandanlarından birisidir. Ataput kendisine sonradan Yıldız sarayını yağmaladığı sorulduğunda yağmaladığını inkar etmiştir. Osmanlı devletine ittihat ve terakki cemiyetinin yaptığı ilk ordu darbesi bu bilinen 31 Mart 1909 darbesidir. Fakat Ataputumuzun Yıldız sarayını yağmaladığı pek bilinmez. Yağmadan 10 yıl sonra ittihat ve Terakki liderlerinin Osmanlı topraklarından yurtdışına kaçması üzerine ve ingilizlerin istanbulu işgal etmesi üzerine bu yağmayı ve darbeyi yapanlara karşı istanbulda mahkeme kurulur ve zamanın şahitleri yardımıyla yağmaya katılanlara karşı mahkeme kurulur, adları açıklanır. işte 13 Nisan 1919 tarihli ikdam gazetesi haberinde yağmaya katılanların listesini açıklar. Listede çoğu ittihat ve terakki üyelerinin isimleri ve çaldıkları/gaspettikleri mücevherler duyurulur. Ittihat ve Terakki üyelerinin isimleri burada Ataput kadar mühim olmadığı için değinmeye değmez, vermiyorum. Ataputun çaldığı mücevher inci ve elmaslı bir gerdanlıktır. ikdam gazetesinin yağma listesi küpürü:


    Ataput Abdülhamide darbe yapmayı düşünenlerin ve uygulayanların arasındaydı.

    Bir süre sonra Harp akademisini bitiren gençleri Erkanı Harbiye Dairesine çağırdılar. Bunların Edirne ve Selanıke yani o zamanki ikinci ve üçüncü ordulara gönderilmeleri kararlaştırılmıştı.Kendilerine kura çekileceğini, fakat aralarında anlaşırlarsa kuraya gerek kalmayacağını söylediler. Mustafa Kemal arkadaşlarına işaret etti. Biraz konuştular. ikinci ve üçüncü ordulara gidecekleri aralarında ayırdılar. Kısa bir süre içinde anlaşmalarından kuşkulanılarak aralarında bir örgüt olduğu kanısına varıldı. Bunun üzerine Mustafa Kemali bir çeşit sürgün olarak şamdaki otuzuncu süvari alayında staj yapmaya gönderdiler.

    Uluğ ığdemir, Atatürk'ün Yaşamı 1881-1918, cild 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1980, sayfa 8,9.

    31 Mart vakası münasebetiyle Rumeliden istanbula gönderilen kuvvetlerin kumandanı merhum Hüsnü Paşa idi. Ben, bu kuvvetlerin erkanıharbiye reisi idim.Bu kuvvetlere Hareket Ordusu ünvanını veren, Hareket Ordusunun istanbula kadar harekatını tertip eden bendim.

    M. Kemal Atatürk, Nutuk, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü,9. Baskı,Milli Eğitim Basımevi, st.1969,cild 2,s.739.

    Ataput öldükten sonra Tan gazetesine verdiği bir mulâkat(röportaj) üzerine 3 Nisan 1939da yayınlanan gazetede Kazım Karabekir, Abdülhamitin devrilmesi sırasında darbeyi kendisinin yönettiğini, Abdülhamiti ittihat ve terakki üyelerinin devirdiğini ve devirenlerin kendilerinin olduğunu bizzat kendi ağzından itiraf eder. 1939 senelerinde ve sonrasında Abdülhamiti devirmek bir bayram gibi kutlandığından Kazım Karabekir bu darbeyle övünmektedir. Yâni burada bir yanlış yoktur. 2000li yıllara kadar Osmanlıyı övmeyi bırakın Abdülhamite güzel bir sıfatla bahsetmek neredeyse suç olarak görünüyordu. Aynı makalede Karabekir 1933 senesinde Kurtuluş Savaşında yaptığı hizmetleri bir gazetede yayınladığından ve Kurtuluş Savaşını sadece Ataputun gerçekleştirmediğinden ve bu yüzden basın ve devlet tarafından baskı altına alındığından bahseder. Ataputun ölümüne kadar süren kendisine uygulanan ev hapsinden de bahseder. Makalenin sonundaki sözleri Ataputun sahtekarlığına işaret eder: Sözleri şudur: "Büyük Nutuktada da üzerinde ehemmiyetle durulması icap eden haksızlıklar ve yanlışlıklar mevcuttur." şimdi bu haksızlıklar ve yanlışlıkları Ataputun bilmeden yaptığını ve yazdığını söyleyecek olanlar ya aptaldır veya Kemalizm dinine mensup kişilerdir. Aynı şekilde "Kazım Karabekir yalan söylüyor" diyenlerde ya aptaldır veya cahildir veya Kemalizm dinine bağlı kişilerdir. Bu başka bir mevzû, fakat Ataputumuzun Karabekire gazetede yayınladığı hatıralar ve "Atatürk milli mücadeleyi kendi başına yapmadı ve yönetmedi" iddiasına verdiği cevap şudur: "Karabekir delidir, aklından şüphe edilmesi gerekir". Bunun üzerine Karabekir ardardına 10 kez seri halde belgelerle hizmetlerini gazetede yayınladığı zaman Ataput susmuş ve sadece ve sadece kendi borazanlığını yapan basınıyla kazım Karabekiri karalamaya ve itibarsızlaştırmaya çalışmıştır. Sonunda evini polisle ve devlete ait yüksek memurla ziyaret edip, gözdağı verdikten sonra Karabekiri susturmuştur. Polis takibindeki Karabekir gazetelerde daha bir şey yayınlamamıştır. Dikkat ediniz rejime karşı olanlara deli yaftası yapıştırması geleneği nereden başlıyor? Ataputtan. En son hangi deliyi Kemalistler deli ilan etmişlerdi? Evet bildiniz Fesli Deliyi.Acaba bende Deli sıfatını bir gün kazanabilirmiyim acaba? şunuda belirteyim Ataputumuz kendisine taptırmaya kendisi hayattayken başlatmıştı. Bu makalede bu husus biraz kendisini gösteriyor ve Karabekirin sözlerinden anlaşılıyor, dikkatlice okursanız. Bu ayrı bir mevzû.


    Mustafa Armağanın bir yazısı:

    21 Ekim 1904 da Mustafa kemal harp akademisinden mezun olmuş, tayinini beklemekteydi. Önce sınıf arkadaşı Fuat Cebesoyun Kuzguncuktaki yalısında misafir oldu, daha sonra kendisi gibi tayinini bekleyen bir kaç arkadaşıyla birlikte Beyazıt Gedikpaşa civarında bir ermeninin apartman dairesini kiraladı. Bu apartman dairesinde arkadaşlarıyla birlikte Abdülhamidin idaresine son vermek için toplantılar düzenledi, çeşitli planlar yaptı. Kurtuluş için meşrutiyet yönetiminin geri gelmesinin şart olduğu, onun için de ordunun sarayı sıkıştırması gerektiği üzerinde görüş birliğine varmışlardı. Bu amaçla herbiri atanacakları yerlerde birer örgüt kuracak, sonrada şubeleri birleştirip hükümet üzerinde baskı yapacaklardı. Mustafa Kemal ve arkadaşları böyle planlar yaparken günün birinde Sultan Abdülhamit Han tarafından subayken ordudan atılmış Fethi Bey isminde bir zabit bu örgüte katıldı, bu örgüt adına ciddi çalışmalar yaptı. Fethi Bey artık Mustafa Kemalın arkadaşlarının gözüne çoktan girmişti. Daha sonra Fethi bey, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına "müsaadeniz varsa aramıza yeni bir isim katılmak ister, ne dersiniz arkadaşlar" diye sordu. Fethi Bey örgüt için ciddi güven toplamış, güven kazanmış bir isimdi. Hep bir ağızdan "tabii, ama önce sözü edilen arkadaşı bir görelim" diyecekler. Daha sonra Galata köprüsü civarında bir kahvede buluşmaya karar verdiler. Mustafa Kemal'de dahil herkes, Sultan Abdülhamidi indirmek için kurulan bu örgüte yeni katılacak ismin kahveye gelmesini bekliyorlardı.Ancak gelmesi beklenen yeni arkadaş Abdulhamidin has adamlarından Zülüflü ismail paşanın yaverinden başkası değildi. Yanında bir sürü jandarma da getirmişti. Meğerse Mustafa Kemalin acıyarak aralarına aldığı Fethi Bey bir hafiyeydi. Fethi Beyin görevi Abdülhamiti indirmek için bir Ermeninin apartman dairesinde çeşitli planlar ve toplantılar düzenleyen bu örgütün içine sızmak ve konuşulan her şeyi günü gününe sultana anlatmakmış. Bu baskınla birlikte Mustafa Kemal, Ali Fuat Cebesoy ve Fethi Okyarında bulunduğu gizli örgütün bütün elemanları jandarmalar tarafından orada tutuklanarak ve hapse atıldı. Mustafa Kemalin Abdülhamitin yaşadığı yıldız sarayının mabeyn dairesine götürülüp, gizli örgüt kurmak, bu amaçla para toplamak, gazete çıkarmak ve toplantılar yapmaktan sorguya çekilmiş ve 2 ay gibi bir süre hapse atılmıştı. Hatta sorgulama sırasında bizzat Sultanın sorgu odasına kadar geldiği ve görünmeyen bir yerde Mustafa Kemalin cevaplarını dinlediği rivayet edilir. Nitekim o günlerde Ermenilerin Sultana bir suikast düzenleyeceklerine dair haberler alınıyordu. Hatta Ramazanın 15inde Hırkayı şerifi ziyaret edecek olan Abdülhamide Ermenilerin bombalı bir saldırı yapacağı ihbarı bile yapılmıştı. Padişah, Beyazıt civarından arabayla geçecekti. Yani Mustafa Kemal ve arkadaşlarının padişahın geçeceği bu güzargahta bir Ermeniden ev kiralamış olmaları şöpheyi daha da arttırmaktaydı. Nitekim biliyorsunuz daha sonra bu iddialar gerçek olacak, Yıldız suikastı gerçekleşecekti. Mustafa Kemal ve arkadaşları Rıza Paşanın "Padişahım, bunlar daha gençdirler, toydurlar, cahildirler, yapmışlar bir hata. Bağışlamak ancak size düşer" diye araya girmesi sonucu Sultan tarafından affedilmişlerdi. Eğer padişah onları affetmemiş olsaydı, rejimi değiştirmek için gizli örgüt kurmaktan senelerce tutuklu kalmaları ve askerlikten atılmaları işten bile değildi. ismail Hakkı Paşa, Mustafa Kemal e padişahın kararını şöyle bildirdi: "şimdiye kadar büyük yeteneklere sahip olduğunu gösterdin.Ama öte yandan kendinin ve uniformanın şerefini lekelemiş durumdasın. Siyasetimize ve padişahımıza karşı vatan hainlerinin yıkıcı propagandasına karıştın. Arkadaşlarının da aynı şeyleri yapması için teşvik ettin. Buna rağmen Sultanımız merhamet göstermeye karar verdi ve seni affetti. Yanlız tayin beklediğin yer olan Makedonyaya değil şama göderileceksin". Mustafa Kemal bu olayı annesi Zübeyde Hanımın mezarı başında Ocak 1923de yaptığı konuşmada şöyle anlatır: "Hayata ilk adımlarımı atıyordum. Fakat bu adımım hayata değil, zindana tesadüf ett. Hakikaten bir gün beni aldılar ve isdibdat yönetiminin zindanına koydular. Orada aylarca kaldım. Annem bundan ancak hapisten çıktıktan sonra haberdar olabildi. Ve derhal beni görmeye koştu, istanbula geldi. Fakat orada kendisiyle ancak 3 - 5 gün görüşmek nasib oldu. Çünkü tekrar istibdat yönetiminin hafiyeleri ve cellatları bulunduğumuz yeri sarmış beni alıp götürmüşlerdi. Annem ağlayarak beni arkadan takip ediyordu. Beni sürgüne götürecek olan vapura bindirilirken benimle görüşmekten men edilen annem gözyaşlarıyla Sirkeci rıhtımında elemler ve kederler içinde terkedilmiş bulunuyordu.

    Ataputun hareket ordusunu meydana getirdiğini, kendisi topladığını belki biliyorsunuzdur.
    Bu resim istanbulun bir meydanında Abdülhamit devrildikten sonra Yunan askerlerinin sirtaki oynadıklarını gösteriyor. Resmin kaynağını bulamadım, henüz teyit de edemedim.


    Cumhuriyetcilerin ve resmi tarihcilerin bütün hepsinin söylediği sözler Ataputun topladığı ve istanbula getirdiği insanların Bulgar ve Balkan askerler olduğunu söylerler. Halbuki bunların çoğu çeteci ve eşkiya insanlardır. Hatta sandanski ki, aralarında en meşhuru odur, Bulgar çetecilerin başıdır. Ataputun topladığı insanlar bunlardır.

    Peki 1927de Ataputun Türkiye büyük millet meclisinde yaptığı konuşmada Rıza Nuru vatan haini olarak nitelediğini biliyormusunuz? Doktor Rıza Nur, Ataputu Arnavutları Abdülhamite karşı ayaklandırmakla suçlamıştır. Evet, sahiden Rıza Nur neden birdenbire hain ilan edildi? 1923e kadar bir sürü bakanlık yapmış bir insan, Lozanda başmüzakerecilern birisi ve din görüşü olarak da Ataputa çok yakın, çünkü ikiside ateist insanlar. Ataputun Rıza Nuru hain ilan etmesinin bir sebebi de Ataputu Arnavutları Osmanlıya karşı ayaklandırmak istemesiyle suçlaması olmasın?

    Sandanski şimdi Bulgaristanın kurucusu kahraman diye kutlanıyor. Yani aynı Türkiyedeki gibi o ülkenin kurucusu diye kutlanır ve resmi bayramlarda falan adı her zaman geçer, zikredilir.

    Halbuki bu kişi Bulgar çetebaşı Ataputun yıldırım hareket ordusunu kurduğu daha doğrusu toplayıp kattığı insanlardan birisi. Evet Ataputumuz Abdülhamitin devrilmesine Osmanlının yıkılmasına yardım etmiş, fakat bir Bulgar kahraman yaratmış. Bulgarların Ataputu aslında çok ve çok sevmesi lazım. Ne dersiniz seviyorlarmı acaba?

    şunu da belirtelim. Kemalistler her zamanki gibi Yalan tarih yazmakla, tarihi çarpıtmakta üstündürler. Hareket ordusu yazarsanız, internette okuyacağınız şey şudur. Ataput herket ordusunu istanbuldaki kargaşalığı bastırmak için getirdi. Getirmeseydi padişah yıkılırdı, öldürülürdü. yani tarihi altüst etmekte, yalan yazmakta üstündürler dedikya, Abdülhamiti deviren çete ordusu aslında padişahı kurtarmışmış. Neyse resmi tarihçiler Ataputlarını aklamak her şeyde her yerde üstün göstermek için 40 değil bin takla atarak sirkteki cambazlara pabuç giydirirler biliyoruz zaten.

    Devamı Sonraya.