• Konular – 
  • Hâfız Muhammed Ali Mülâyim (Habeşoğulları)

    Doğum 1935 Siirt, Nur cemaatinden

    Siirt'te katılıyordum 1940ta(Kuran kursuna). Sabahleyin cüzümüzü alıyorduk(elbisenin içine görünmemesi için yerleştiriyorduk), cebimize koyuyorduk, babamız, anamız tenbih ediyordu: "göstermeyin(kimseye, saklayın)".işte biz çocuktuk bilmiyorduk. Polis geliyordu. Bekçi geliyordu. "Nereye gidiyon"(diye soruyordu). "Oraya gidiyorm" diye cevaplardım.(üstümü arayıp) birde bakıyordu(ki ne görsün). Ooo(görüyorduki Kuran öğrenme defteri). Hepimizi alıp karakola götürüyordu. Hocamız 2 gün orda(karakolda) kalıyordu. Bize bir şey yapmıyorlardı, şimdi Allah için(doğruyu söylüyorum). (Hoca sonra) Geliyordu. 2 gün sonra hocamızı bırakıyorlardı. 1940 - 1942 senesinde. Sonra sabah anam diyordu: Hocanı bırakmışlar hadi kalhın gidin. Anamızda bizi dövüyordu. "Biz sizi yetiştirdik. Hoca olasınız, âlim olasınız. şeyh olasınız, dindar olasınız. Dindar bir evlat olasınız". Eski analar böyleydi, başka bir cins(insanlardı). Biz kendi evimizde 3 sene Siirt'te hafız olmayan yoktu ne zaman? 18 sene bilfiil Kuran kursları kapatılmış. Kim tarafından? ismet inönü tarafından . Bu millete neler yapmış (insanlar)bilmiyor. Kendi gözümüzle gördük. Tek parti o zaman. Nasıl anlatayım? Babamız, anamız vefât etti. Dediler "istanbula gidin, amcanız orda var". Dediler "Bitliste hafız kalmamış. Gelin, gidin oraya, üçünüzde hafızsınız, hiç olmazsa kıymet edersiniz(kıymetiniz bilinir)". 12 yaşındaydık. Ben 12 yaşındayım. Abim 16 yaşındaydı. 10 yaşındayken hafızlığı bitirmişim. Siirt'te 9 yaşında, 10 yaşında kim hafızlığı bitiremeszse (çocuğu okutan) hoca çağırıyordu babasını. "Gel evladın başka bir iş yapsın". 10 yaşına kadar (öğrenme süresi var). "10 yaşından sonra başka bir iş yapsın". Siirt'te öyle 7 yaşında, 8 yaşında, 9-10 yaşında hiç bir evde Hafızı Kuran olmayan yoktu. Ben öyle hatırlıyorum. Tabii babamız, anamız öldü, yetim kadık. Dedilerki gelin Bitlise. Bitliste hem çok iyi bakarlar. Hem Bitliste hafız kalmamış. Bizde çıktık geldik Bitlise. Iki tane âmâ(kör) hafız vardı orda. Hafız Mustafa, Hafız Fahri, 2 kişi vardı. Başka hafız yoktu(Bitlist'e). Çünkü 18 sene Kuran medresesi kapatılmış. Kim(kapatmış)? Bu ismet. ismet inönü zamanı, tek parti. Geldik Bitlis'e. Bakın bunu kendi gözümüzle görmüşüm. Hikâye değil. Aynabarı Câmisi kapalı. Ne vardı 10 tane katır vardı içinde. 10 tane katır vardı içersisinde. Aşağıkale Câmisi kapalı idi. Saman doluydu (içerisi) saman. Bu katırlar varya bu hayvanların samanı. Hatunlar câmisi kapaliydi. 100 tane bu hayvanların semerleri varya, semer. Bırakmış oraya 10 tane katır. Câmi kapalı. Ulu Câmii kapaliydi. Ulu Camii. Koskocaman Ulu Câmi. 5 tane bu ordunun, ordu kumandanlarının atlari varidi. Avludada 5 tane tazı(av köpeği) varidi. Gözlerimle gördüm. Bir tek Kızıl Mescid açık. Minâresiz Kızıl Mescid açık. Rahmetli ağabeyim geldi oraya, müezzin oldi. O da âlimdi Hafızı Kurandi. Hafızı Hamze. Peki diğer câmiler. Bu yanlız benim gördügüm, hepsi öyleydi. 1948 senesinde birisi çarşıda asası sırtında bağırıyordu "hey ahali "ulan bu câmiler neden kapalı, açın bu kapıları(camileri), herkes girsin namaz kılsın".diye bağırdı, çağırdı. Adamı mahkemeye çağırdılar, 163üncü maddeye göre astılar. Akşamleyin gidiyordu. Çağrıyorlar karakoldan. Gel karakola, seni çağırıyorlar. Gidiyordu karakola. Vur babam, vur(dayak). Senmisin bunu diyen. Dayak yiyen: "Ben birşey söylemedim Allahın camisini açın". "Ulan Türk devletine karşı isyanmı ediyorsun be namussuz!!". Vur babam vur(dayak). Kaybediyorlar adamı. Sabahleyin geliyorlar(akrabaları/tanıdıkları). Getirdik bıraktıh gapının önüne, döndük geldik. Hiç kimse sesini çıkaramıyordu. Kim sesini çıkarıyordu, hemen (karakola) Doğuda, Doğuda(Türkiyenin doğu vilayetlerinde) 5bin tane âlim asılmış. Âlim, şeyh, hafız, Kuran, din adamları. Kim sesini çıkarıyordu devlete karşı hemen asılıyordu.

    ....Siirt'te de câmilerin hepsi kapalıydı. 1940 senesinde ben hatırlıyorum. şimdiki o Atatürk heykelinin yanında - o zaman Atatürk heykeli yoktu- bütün câmiler hepsi kapalıydı. Orada 2 kişiyi astılar, göbeğine kadar sakalları vardı(asılanların). Adamlar asılıyor, arkadaşlar toplandık baktık asılanlara. Adamın (gövdesinin üzerine idam kararını) asmışlar, (bakıyoruz fakat) Türkçe bilmiyoruh. şeriattan okuduğu için kasabaya getirmişler, adamı asmışlar. bunları yaşadık.

    ...1950de camiler açıldı. Allah üstadımızdan razı olsun. Bediüzzaman neye mal olursa olsun, canım feda olsa bile, ben bu millete hizmet edeceğim dedi. Tabi az bir şey değil. Alimler asılmış, şeyhler asılmış. Kim sesini çıkaryorsa hemen asıyorlardı. Diyarbakırda dakka başında 70 kişi bir anda öldürdüler. Filan şeyh isyan etmiş, neden sarığı için, bu sarığı değiştirmeyin, şapka kafirlerin olduğu için karşı geldi. Bırakın beni serbest bu imanlıları kurtarayım. asıldılar. Ama (Bediüzzamanı) asamadılar.

    ....1952de Van Tatvanda bir lokantam vardı bir kişiyle beraber. Bir Alman şirketi geldi.Onların işlerine girdik. Vandan Urfaya kadar telefon direkleri diktik. Bir vali kadar maaş alıyorduk o zaman.